-
1 dün akşam
тыгъопчыхь -
2 dün akşam
yesterday evening, last evening, last night -
3 dün
-
4 dün
-
5 akşam
ве́чер (м)* * *1.ве́черakşamdan akşama — ка́ждый ве́чер [подря́д]
akşama doğru — к ве́черу
akşam okulu — вече́рняя шко́ла
akşam saati — вече́рние часы́, вече́рнее вре́мя
2.akşam yemeği — у́жин, вече́рняя тра́пеза
ве́черомakşam geç vakti — по́здно ве́чером
bir akşam — одна́жды ве́чером
bu akşam — сего́дня ве́чером
dün akşam — вчера́ ве́чером
evvelsi akşam — позавчера́ ве́чером
öbür akşam — послеза́втра ве́чером
••- akşamı bulmakakşamdan kavur, sabaha savur — посл. сего́дня де́ньги тра́тятся впусту́ю, а за́втра - зу́бы на по́лку
- akşamlar hayrolsun!
- akşamdan kalma
- akşamdan kalmış
- akşamdan sonra merhaba -
6 dün
1) тыгъуас/ дыгъуасэ -
7 dün
вчера́* * *1) вчера́dün akşam — вчера́ ве́чером
düne kadar burada idi — до вчера́шнего дня он был здесь
bugün dünden güzelsin — ты сего́дня краси́вее, чем вчера́
2) про́шлое, было́е; вчера́шний день разг.dünü bilmek gerek — на́до знать про́шлое
•• -
8 dün
1) вчера́dün akşam — вчера́ ве́чером
dün değil evvelki gün — не вчера́, а позавчера́ (тре́тьего дня)
2) про́шлое, было́е; вчера́шний день разг. -
9 akşam
I s Abend m\akşam oluyor es wird Abend\akşama doğru gegen Abendaynı günün \akşamı am selben Abendbir \akşam eines Abendsbu/dün/yarın \akşam heute/gestern/morgen Abendo \akşam an dem [o jenem] Abendiyi \akşamlar! guten Abend!II adj abendlich\akşam vakti [o saati] zu abendlicher Stunde -
10 dün
1. yesterday. 2. the past. - akşam last night, yesterday evening. - bir, bugün iki. colloq. It is still too soon. - değil evvelki gün the day before yesterday. -
11 anmak
помина́ть* * *-iвспомина́ть, упомина́ть о комdün akşam sizi andık — вчера́ ве́чером вспомина́ли о вас
-
12 anmak
vt1) gedenken; ( hatırlamak) sich erinnern (an)ölüleri \anmak der Toten gedenkendün akşam sizi andık gestern Abend haben wir an Sie gedacht2) erwähnen -
13 haber
haber s1) Ahnung fçırağın bir şeyden \haberi yok der Lehrling hat keine Ahnungsanattan \haberi yok er hat keine Ahnung von Kunst2) Nachricht f, Botschaft f\haber almak eine Nachricht erhaltendün akşam/sabah geldiğinizi \haber aldık wir haben erfahren, dass Sie gestern Abend/Morgen gekommen sind\haber vermek benachrichtigen; ( bildirmek) mitteilen; ( belirtisi olmak) ein Anzeichen seinbirine \haber vermek jdn benachrichtigeniştahsızlığı ve yorgunluğu yakında hasta olacağını \haber veriyordu seine Appetitlosigkeit und seine Müdigkeit waren Anzeichen dafür, dass er bald krank würde\haber atlamak eine Nachricht auslassen4) Bescheid m\haber vermeden ohne Bescheid zu gebenbirine bir şeyi \haber vermek jdm über etw Bescheid gebenbana yarın \haber verebilir misin? kannst du mir morgen Bescheid geben?bir şeyden \haberi olmak über etw Bescheid wissen\haberim var ich weiß Bescheid\haberin olsun! damit du Bescheid weißt!bundan \haberin var mı? weißt du darüber Bescheid? -
14 kızılca kıyamet
dün akşam Alilerde \kızılca kıyamet koptu gestern Abend war bei Alis die Hölle los -
15 sabah
sabah Morgen m; morgens; Morgen-;sabah akşam jederzeit, ständig;sabah sabah früh morgens;sabah saat sekizde früh um acht;sabaha doğru (oder karşı) gegen Morgen;sabahı bulmak (oder etmek) nicht durchschlafen;sabahın köründe in aller Herrgottsfrühe;bu sabah heute Morgen;dün sabah gestern Morgen;yarın sabah morgen früh;sabahlar hayrolsun guten Morgen! -
16 bir
I s1) Eins f\bir olmak sich zusammentun, sich verbünden2) iki/üç/dört günde \bir jeden zweiten/dritten/vierten TagII adj\bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek ( fam) lügen, dass sich die Balken biegen\bir çırpıda ( fam) auf einen Hieb, auf Anhieb, im Handumdrehen\bir el \bir eli yıkar, iki el \bir yüzü yıkar ( prov) eine Hand wäscht die andere\bir gecelik für eine Nacht\bir musibet bin nasihatten yeğdir ( prov) durch Schaden wird man klugo benim \bir tanem sie [o er] ist mein Ein und Alles2) \bir şey etwas\bir şey değil! nichts zu danken!, keine Ursache!, macht nichts!\bir şey söylemeden ohne etwas zu sagenbu bambaşka \bir şey das ist etwas ganz anderes3) \bir akşam/gün/sabah eines Abends/Tages/Morgensgünün \birinde eines Tagessaat \bir es ist ein Uhr4) \bir yanda(n) ..., \bir yanda(n) ... einerseits..., andererseits...\bir yanda(n) merak ediyorum, \bir yanda(n) korkuyorum einerseits bin ich neugierig, andererseits habe ich Angst davor5) ( herhangi) irgend\bir yerde irgendwodün çantamı \bir yere koydum gestern habe ich meine Tasche irgendwohin gestellt\bir deri bir kemik olmak ( fam) nur Haut und Knochen seinbunu \bir sen yapabilirsin nur du kannst das tun2) ( fam) malkafanı \bir işletsene! denk doch mal scharf nach!3) einmal\bir daha ( bir kez daha) noch einmal; ( olumsuz cümlede) nicht mehr\bir varmış, \bir yokmuş lit ( masallarda) es war einmal, es war keinmal\bir yağmur yağdı, \bir güneş açtı einmal regnete es, einmal schien die Sonne4) \bir aşağı \bir yukarı gezinmek/gitmek auf und ab schlendern/gehen\bir zamanlar einstmalsyerle \bir etmek dem Erdboden gleichmachen
См. также в других словарях:
akşam — is. 1) Gündüzün son ve gecenin ilk saatleri 2) Gece Şimdi, gelelim dün akşam bahsi geçen yüzük hikâyesine... Y. K. Karaosmanoğlu 3) Akşam ezanı 4) Akşam namazı Birleşik Sözler akşam azadı akşam ezanı akşam gazetesi akşam güneşi … Çağatay Osmanlı Sözlük
Gerund — Das Gerundium (nicht zu verwechseln mit dem Gerundivum) wird im Lateinischen, im Englischen (engl. gerund) und in zahlreichen romanischen Sprachen (franz. gérondif, ital. und span. gerundio, portug. gerúndio) dazu verwendet, ein Verb zu… … Deutsch Wikipedia
Gerundium — Das Gerundium (nicht zu verwechseln mit dem Gerundivum) wird im Lateinischen, im Englischen (engl. gerund) und in zahlreichen romanischen Sprachen (franz. gérondif, ital. und span. gerundio, portug. gerúndio) dazu verwendet, ein Verb zu… … Deutsch Wikipedia
Saison 2009-2010 de Beşiktaş Jimnastik Kulübü — Beşiktaş Jimnastik Kulübü Saison 2009 2010 Généralités Président … Wikipédia en Français
adamakıllı — zf. Gereğinden çok, iyice Dün akşam benden yediği zılgıttan adamakıllı afallamış görünüyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
afallaşmak — nsz Şaşkınlık içinde kalmak, şaşırıp bir şey yapamaz olmak Dün akşam benden yediği zılgıttan adamakıllı afallamış görünüyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
birahane — is., İt. birra + Far. ḫāne Genellikle bira içilen, aynı zamanda çabuk hazırlanan bazı sıcak veya soğuk yemeklerin de yenildiği yer Dün akşam Reha Bey bana oturduğumuz birahanede muharrir Ahmet Rasim beyi de tanıttı. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bitmek — 1. nsz, er 1) Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? F. R. Atay 2) Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çavuş üzümü — is., bit. b. Kabuğu ince, çekirdeği ufak, iri taneli bir tür beyaz üzüm Dün akşam, İstanbul dan gelirken cebimdeki son mecidiyeyi bozdurup iki okka çavuş üzümü aldım. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
çirişçi çanağı — is. 1) Çiriş hazırlamakta kullanılan derin kap 2) sf., mec. Acı ve kurumuş, zehir gibi Dün akşam fazla kaçırdım, ağzım çirişçi çanağı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük